Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarda Çanakkale Savaşı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin kimliği ve milli varlığı üzerindeki önemli etkisini ön plana çıkardı. Erdoğan, "Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz" diyerek, bu tarihi olayın yalnızca askeri bir zafer değil, aynı zamanda bir milletin uyanışı ve bağımsızlık mücadelesinin simgesi olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, Türkiye’nin geçmişiyle olan bağını güçlendirmek ve genç nesillere tarih bilinci kazandırmanın önemini vurguladı.
Erdoğan’ın konuşmasında, Çanakkale’nin tarihi önemine dikkat çekmesi, milletimizin geçmişte yaşadığı büyük mücadeleleri hatırlatmaktadır. 1915 yılında gerçekleşen Çanakkale Savaşı, Türk milletinin bağımsızlık yolunda verdiği mücadelenin en çarpıcı örneklerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Bu savaş, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda bir millette vatan sevgisini, birlik ve beraberlik duygusunu pekiştiren bir dönüm noktasıdır. Erdoğan, özellikle gençlere bu ruhu aşılamanın önemine değinerek, "Çanakkale ruhunu gençlerimize doğru bir şekilde aktarmazsak, geleceğimiz karanlık olur" ifadelerini kullandı.
Günümüzde tarihi olayların sosyal medya üzerinden hızlı bir şekilde yayıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Ancak, Erdoğan, bu tarih bilincinin sosyal medya fenomenlerinden daha öte olduğunu vurgulayarak, Çanakkale’nin gerçek anlamını ve ruhunu anlamanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, gençlerin geçmişle bağlarını güçlendirmek için eğitim sistemine ve aile yapısına önemli görevler düştüğünü de belirtti. Türk milletinin tarihine sahip çıkması gerektiğini ve bu bilinci korumanın gelecek nesiller için hayati bir öneme sahip olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, Çanakkale Savaşı’nın anlamı ve önemi, yalnızca o dönemin askeri stratejileriyle sınırlı değildir. Bu savaş, Türk milletinin varoluş mücadelesinin bir parçasıdır ve bu ruhun korunması ve gelecek nesillere aktarılması, Türkiye’nin ulusal kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı gibi, "Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz." Bu nedenle, geçmişe sahip çıkmak, bugünkü Türkiye’yi daha iyi anlamak ve geleceği daha sağlam temellerle inşa etmek için büyük bir zorunluluktur.