İzmir'in gözde yerleşim alanlarından birinde yaşayan Ali Yılmaz, Allah’ın çağrısını her gün net bir şekilde duyabilmek için ilginç bir çözüm geliştirdi. Günlerce düşündükten sonra evinin çatısına anten taktırma kararı alan Yılmaz, bu uygulamasıyla hem çevresindekilerin dikkatini çekti hem de topluluk içerisinde farklı tartışmalara neden oldu. “Artık ezanı daha net duyabiliyorum” diyen Yılmaz, neden böyle bir işe giriştiğini ve bu süreci nasıl yönettiğini KinKhaber'e anlattı.
Ali Yılmaz, çocukluğundan beri ezana olan özlemini dile getirerek, "Büyüdüğüm mahallede ezan sesleri çok net gelirdi. Ancak zamanla, teknoloji ile birlikte çevremizdeki sessizlik arttı ve ezanı duymak gittikçe zorlaşmaya başladı. Bu durum beni oldukça üzüyor, bu nedenle bir şeyler yapmam gerektiğine inandım" diyerek duygularını paylaştı. Evinin çatısına anten taktırma fikri, komşularıyla yaptığı sohbetlerde ortaya çıktı. Özellikle bazı komşularının evlerindeki ses sistemlerini modifiye ederek ezanı daha net duymalarını sağladığını görünce, bu fikir ona ilham verdi. Bu durumu çözmek için harekete geçmeye karar verdi.
Yılmaz, anten taktırma kararının ardından hemen harekete geçti. Yerel bir elektronik dükkânından gerekli malzemeleri temin ederek, bir uzman ile anlaştı. Uzman, çatıda antenin nasıl kurulacağına dair detaylı bir plan sundu. Antenin yerleştirilmesi esnasında yaşanan teknik zorluklara rağmen, Yılmaz sabırlı bir şekilde süreci tamamladı. Antenin başarılı bir şekilde kurulumunun ardından Yılmaz, her ne kadar çevresindekiler arasında ilginç tepkiler almış olsa da, kendisi için bu durumun fazlasıyla anlam taşıdığını belirtti. “Özellikle çocuklarım ve eşim bu durumdan oldukça memnun. Artık ezanı her zaman duyabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Ali’nin bu durumu yalnızca aile içinde değil, komşuları arasında da ilgi uyandırdı. Birçok komşusu, Yılmaz gibi bir çözüm arayışı içerisine girdi. Hatta bazıları onunla iletişime geçerek benzer uygulamaları hayata geçirmek istediklerini bildirdi. "Bu durum, topluluk içerisinde birlik ve beraberliğin nasıl sağlanabileceğinin de bir örneği oldu" diyen Yılmaz, insanların ezanın kutsallığına ve değerine olan bağlılıklarının henüz kaybolmadığını gözler önüne serdini dile getirdi.
Yılmaz, bu süreçte hem fiziki hem de manevi olarak birçok şey öğrendiğini ifade etti. “Duygularımın bir yansıması olarak yaptım bu durumu. Ezana olan özlemim, beni bu adımı atmaya yöneltti. Bir insanın inançları doğrultusunda ne denli fedakarlıklar yapabileceğini göstermesi açısından bu güzel bir örnek” diyerek sözlerine son verdi.
Sonuç olarak, Ali Yılmaz’ın hikayesi, modern dünyanın getirdiği değişimlere rağmen bir insanın inançları uğruna nasıl adımlar atabileceğinin güzel bir yansıması olarak hayatımıza dokunan bir örnek olmuştur. Hem bireysel hem toplumsal olarak bu tür haberler, insanların manevi değerlerine olan özlemlerinin ve sadakatlerinin bir göstergesi olarak da değerlendirilebilir.