Son yıllarda Türkiye’de FETÖ terör örgütünün ismi birçok dolandırıcılık vakasıyla anılmaya başladı. FETÖ'nün çeşitli suistimalleri ve yalanları, dolandırıcılar için adeta bir kalkan haline gelmiş durumda. Bu durum, özellikle maddi gücü sınırlı olan bireylerin hedef alınmasına yol açıyor. Sonuç olarak, birçok insan birikimlerini kaybediyor, aileler zor duruma düşüyor. FETÖ yalanları üzerinden yapılan dolandırıcılık, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik bir travma da yaratıyor.
Dolandırıcıların en çok kullandığı yöntemlerden biri, insanları korkutmak ve onları güvenilir olmayan kanallara yönlendirmektir. Örneğin, FETÖ'yle bağlantılı olduğu iddia edilen kişiler, sosyal medya veya telefon aracılığıyla insanları sıkıştırarak para talebinde bulunabiliyor. “FETÖ ile bağlantın var, gereğini yapmazsan başın belaya girer” gibi tehditler, pek çok insanı paniğe sürüklüyor ve bu panik içinde yapılacak son derece hatalı adımlar, dolandırıcıların işine yarıyor. Yapılan araştırmalar, bu tür yalanlarla dolandırıcılara başvuran kişilerin çoğunun FETÖ'nün gerçek korkusunu taşıdığını ortaya koyuyor.
Bu dolandırıcılık yöntemleri genellikle farklı yüzlerle karşımıza çıkıyor. Dolandırıcılar, kendilerini "FETÖ uzmanı" veya "örgütle mücadele uzmanı" olarak tanıtıyor. Hedef, inandırıcılığı artırmak amacıyla genellikle sahte belgeler ve referanslar sunuluyor. Özellikle yaşlı bireyler, bu tür taktiklere karşı savunmasız oldukları için kolayca kandırılabiliyorlar. Sonuç olarak, dolandırıcılar büyük miktarda paralar elde ediyorken, mağdurlar ise yaşam boyu sürecek maddi sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.
FETÖ yalanları üzerinden yapılan dolandırıcılık, yalnızca maddi kayıplarla sınırlı kalmıyor; mağdurlar üzerinde derin psikolojik etkiler de bırakıyor. Birçok insan, dolandırıldığını öğrendikten sonra panik ve kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıklar yaşayabiliyor. Güven kaybı, bu tür dolandırıcılık durumlarında sık rastlanan bir durum. Mağdurlar, yalnızca paralarını değil, aynı zamanda ruhsal sağlıklarını da kaybetmiş oluyorlar. Özgüvenleri düşüyor ve sosyal ilişkileri olumsuz etkileniyor.
Ayrıca, halk arasında FETÖ ile ilişkilendirilen her kişi veya durum, bireyler üzerinde olumsuz bir algı oluşturuyor. Bu durum, tüm toplumu ilgilendiren bir güven kaybı yaratıyor. Dolandırıcılığın yaygınlaşması, toplumda bir tür korku iklimi oluşturmakta ve bu da insanların daha dikkatli olması gerektiği inancını pekiştiriyor. Ancak dikkat ve özen gösterilmesi gereken bir diğer nokta, adaletin sağlanmasıdır. Dolandırıcılar, genellikle hızlı bir şekilde ceza almadıkları için bu tür eylemlerde bulunmaktan çekinmiyorlar.
FETÖ'yü bahane ederek yapılan dolandırıcılık vakaları, devletin ilgili birimleri tarafından da dikkatle takip edilmektedir. Ancak, bu durumun önüne geçmek için halkın bilinçlendirilmesi de son derece önemlidir. İnsanlar, bu tür dolandırıcılıklara karşı daha savunmasız olduklarını anlamalı ve şüpheli durumlarla karşılaştıklarında sakin kalmayı öğrenmelidir. Dolandırıcılara karşı en etkili silah, toplumsal bilincin artırılması ve tehlikeler hakkında bilgi sahibi olmaktır.
Son olarak, mağdurların yaşadığı kayıplar göz önünde bulundurularak, dolandırıcılıkla mücadelede daha aktif kararlar alınması gerektiği unutulmamalıdır. Toplum olarak birbirimizi korumak ve bilinçlendirmek, bu tür dolandırıcılık vakalarının azalmasına büyük katkı sağlayacaktır. FETÖ yalanları üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık, her bireyin sorumluluğunu taşıdığı bir sorundur ve bu nedenle hepimiz üzerine düşeni yapmalıyız.