Futbol dünyası, efsanevi teknik direktör Werner Lorant'ın vefatıyla büyük bir kayıp yaşadı. Lorant, Türk futboluna damga vuran isimlerden biri olarak bilinirken, onun yardımcılığını üstlenmiş olan Engin Fırat, üzücü durumun ardından yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. Fırat, "6-0'lık skoru unutmam mümkün değil," diyerek, bu olayın hem kendisi hem de Lorant için ne denli önemli olduğunu vurguladı. Peki, bu 6-0'lık skora giden süreçte neler yaşandı? İşte Engin Fırat’ın duygusal anıları ve Werner Lorant ile olan derin bağı.
Engin Fırat, Werner Lorant ile uzun yıllar süren bir iş birliği ve dostluk geliştirmişti. 1990'ların sonlarına doğru, Türkiye'de profesyonel futbol hayatını sürdüren Fırat, Lorant’ın teknik ekibine dahil olduktan sonra, onun felsefesinden ve çalışma disiplininden yoğun bir şekilde etkilendi. Lorant, sıradan bir teknik direktör değil, üzerinde durduğu detaylar ile futbolu bir sanata dönüştüren bir isimdi. Fırat, bu süreçte Lorant’tan yalnızca stratejik bilgiler almakla kalmadı, aynı zamanda onun hayat felsefesi ve insan ilişkilerini nasıl yönettiğini de öğrendi. Fırat, Lorant ile geçirdiği her anının kıymetini biliyor ve bu değerli deneyimleri, futbol kariyerinde nasıl uygulayabileceğini düşünerek değerlendiriyordu.
Engin Fırat, spor kariyerinin en hatırlanır anılarından birinin 2000 yılında oynanan bir maçta yer aldığını belirtiyor. Bu maçta, Lorant yönetimindeki takımdan beklenmeyen bir performans sergileyerek 6-0’lık bir galibiyet elde ettiler. Fırat, "Bu 6-0’lık sonuç, yalnızca bir skor değil, tüm bir sezon boyunca yaşadıklarımızın bir yansımasıydı. O maç, camia için büyük bir anlam taşıyordu," diyerek anılarını tazeliyor. Lorant'ın takımına olan inancı, oyuncularına motivasyon sağlama yeteneği ve stratejik zekası, bu başarının arkasındaki temel nedenlerdi. Engin Fırat, o maçı yalnızca bir galibiyet olarak değil, aynı zamanda Lorant ile olan güçlü bağının pekiştiği bir anı olarak görüyor.
Fırat, devamında, “Werner’i kaybetmek, futbol dünyası için büyük bir kayıp. Onun futbol felsefesi, genç nesillere ilham verecek bir hazine. Benim için de sadece bir mentor değil, aynı zamanda bir baba figürüydü. Birlikte geçirdiğimiz her an, bana birçok şey öğretti. 6-0’lık zaferimiz, onun takıma kattığı değerlerin bir ürünüdür,” diyor. Bu açıklamalar, Lorant’ın profesyonel hayatının yanı sıra kişisel hayatındaki etkisini de gözler önüne seriyor.
Engin Fırat’ın, Lorant ile olan bağlantısı, sadece bir iş ilişkisi değil, derin bir dostluğun temelini de oluşturuyordu. Fırat, Lorant’ın yaşam felsefesini, onu tanıyan birisi olarak anımsarken, bu deneyimlerin sadece geçici anılar değil, yaşamın her alanında uygulanabilecek dersler olduğunu ifade ediyor. “Onun en büyük öğretisi; her zaman mücadele etmek ve asla pes etmemekti. O, futbol için bir tutkuydu ve bu tutku, her bir oyuncusuna da geçiyordu,” diyerek, o günlerin özlemle dolu anılarını paylaşıyor.
Sonuç olarak, Engin Fırat’ın 6-0'lık maçla ilgili itirafları, Werner Lorant'ın yalnızca bir teknik direktör değil, bir yaşam mentorü olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Futbol dünyası, Lorant'ın öğretilerini yaşatmaya devam ederken, Fırat gibi isimler de bu değerleri gelecek nesillere aktarmak için çaba gösterecek. Hem futbol dünyası hem de Fırat ve onun gibi Lorant’ın öğrencileri, bu kaybın derinliğini hissetmeye devam edeceklerdir.