Hayat, zamanla akıp giderken, bazı şeyler onun önünde durmaya karar verir. İşte bu duraklardan biri de, İzmir'in gözde semtlerinden birinde yer alan 10 metrekarelik küçük bir dükkan. Dükkanın kapısından içeri adım attığınızda, eski saatlerin melodik tıngırtıları ile karşılaşıyorsunuz. Usta saat tamircisi, nesiller boyu süregelen bu zanaatı, geçmişle geleceği birleştirerek yaşatmaya çalışıyor. Tarihin derinliklerine ışık tutan bu dükkan, sadece bir saat tamiri merkezi değil, aynı zamanda bir zaman yolculuğu noktası. Ustamız, 40 yılı aşkın bir süre boyunca, saatlerin büyülü dünyasında yol almış bir isim; şimdi ise öğrendiklerini yeni nesillere aktarıyor.
Herkesin gözüyle sadece birer obje olarak gördüğü saatler, ustanın gözünde adeta birer sanat eseri. Sadece gördüğünde ne tür bir tamirat gerektiğini anlamakla kalmayan ustamız, her bir saatin hikayesini dinleyebildiği bir özelliğe sahip. “Her saat, bana ait bir hikaye anlatıyor," diyor. Ve o hikayetlerde, zamanın ne denli değerli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Eski saatlerin tamiri, sadece bir beceri değil, aynı zamanda büyük bir sabır ve detaycılık gerektiriyor. Usta saat tamircisi, bu zorlu işin üstesinden gelerek, tarih kokan saatleri yeniden hayatlandırıyor.
Ustamızın dükkanına girenler, hemen gözleriyle izlemeye başladıkları tamirat sürecinin büyüsüne kapılıyor. Her bir saat, geçmişin bir parçasını barındırıyor. Peki, bu işe nasıl başladığını biliyor musunuz? "İlk saatim, dedemden yadigar kalmıştı. Onu onarıp çalıştırmayı başardığımda, içimde bir tutku doğdu," diyor. İşe başladığı günden bu yana, saatlerin tamirinin yanı sıra, onların tarihini araştırmanın da bir parçası haline geldiğini belirtiyor. Bu süreçte, içindeki merak ve öğrenme isteği kendisini sürekli gelişmeye itmiş. Eski saatlerin nasıl çalıştığını, mekanizmalarının ince detaylarını öğrenmek için yıllarca araştırmalar yapmış. Ve şimdi, bu birikimini yeni kuşaklara aktarma fırsatını yakalamış.
Dükkanda sadece eski saatler değil, aynı zamanda çeşitli hikayeler de bulunuyor. Bir müşterisinin, büyükbabasının yıllar önce savaş alanında kullandığı bir askeri saati getirdiğinde nasıl bir duygu hissettiğini anlatırken gözleri parlıyor. "Böyle anılar, işimi daha anlamlı kılıyor. Saatlerin sadece zaman ölçmediğini, insanların hayatındaki yerini çok iyi biliyorum,” diyor. Bu nedenle, her tamir sürecinde, sadece mekanizmayı onarmakla kalmıyor, aynı zamanda o saatin ruhunu da yaşatmaya çalışıyor.
Ustamız için bu küçük dükkanda geçirdiği zaman, mekandan bağımsız olarak bir yaşam tarzı. Zamanla yarışan modern hayatta, eski saatlerin değeri bir nebze bile olsa azalmamış durumda. Usta, “Aile yadigarı saatlerin tamiri, insanların geçmişle olan bağlarını tutmasını sağlıyor," diyor. Bu nedenle, mütevazı dükkanında her gün yeni bir maceraya atılmak için sabırsızlanıyor.
Sonuç olarak, bu küçük dükkan, sadece saatlerin tamir edildiği bir alan olmaktan öte, zamanın ve tarihin yeniden canlandığı bir yer. Geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kuran bu dükkan, unutulmaya yüz tutmuş zanaatların yaşatılmasına büyük katkı sağlıyor. Ustamız, hayatının büyük bir kısmını adadığı bu işe olan tutkusunu, 10 metrekarelik dükkanında her gün daha da büyüterek, tarihe tanıklık eden saatleri yeniden hayata döndürmeye devam ediyor.